Araştırma ve İnceleme : Agaçe Zeki ERKUŞ
Kültür Kavramı
Kültür, en kapsamlı tanımıyla her topluluğun kendine özgü yaşayış ve davranış tarzıdır.
Buna göre kültürün en önemli özellikleri şunlardır:
Ne kadar toplum varsa o kadar da kültür vardır.
Kültürler toplumlardan doğsa da kültürü birbirinin aynısı olan iki toplum görülmez.
Her kültürün bir ana dili vardır. Kültürü nesillere ulaştıran ana dildir.
Kültür Karmaşası
Kültür, toplumsaldır çünkü toplumdan doğar ve ait olduğu toplumun özeliklerini taşır. Kültür, süreklidir. Bir toplumun sadece belirli bir dönemiyle sınırlı kalmaz. Kültür evrimleşir. Yaşanan yerin özelliklerine göre ihtiyaçlar, yeni fikir ve buluşların doğmasına yol açar.
Bütün bunların merkezinde dil yani iletişimin ana unsuru vardır. Dil, kültürün taşıyıcısıdır. Kültürün taşınması için ana dilin bilinmesi gerekir.
Ana dilin dışında başka bir dille taşınan kültürde, birçok kavram anlamsızlaşır ve bu da kültür değişimine yol açar.
Günümüzdeki toplum kültürlerinin çoğu, ana kültürden ayrılan alt kültürlerdir. Toplumsal göçler bunun en önemli nedenini oluşturur. Bu açıdan bakılırsa dünyadaki birçok kültür alt kültürdür.
Her alt kültür, ait olduğu ana kültürün değişime uğramış parçasıdır. Birçok yönüyle ana kültüre benzese de hiçbir şekilde ana kültür olamaz. Kafkas halklarının ortak kültürü mitolojik dönemde kalmıştır.
Günümüzde ana kültür kalmamıştır. Tüm ana kültürler mitolojik dönemlerde yaşanmıştır. Sosyal göçlerle bu süreç tamamlanmış, alt kültürlere geçilmiştir. Her sosyal değişim, ana kültürden ayrılan alt kültürü oluşturur.
Bu bilgiler ışığında "Uzunyayla'da ana kültürden ayrılan alt kültürler bir aradadır." denilebilir.
Uzunyayla halkı (Kabardey, Abaza, Hatıkuey, Abzeh, Çeçen) ana vatandan ayrılıp geldikten sonra yeni bir ortamda yeni koşullarda kendi kültürlerini oluşturmuş, ana vatandan çıkıştan itibaren değişerek yeni bölgede, yeni yaşam koşullarında yeni deneyimler kazanmışlardır.
Ana vatanda yaşanan kültürler de ana kültür altında yeni koşullarda oluşmuş başka bir alt kültürlerdir. Çünkü orada kalan toplumlara da tıpkı bizde olduğu gibi yabancı kültürler karışmıştır. Bunların hiçbirisi ana kültür olduğunu iddia edemez.
Ana vatandan göç eden Samsun, Göksun, Düzce, Ürdün, Reyhaniye, Dinar, Ödemiş ... sosyal gruplarının oluşturdukları kültürler de alt kültürlerdir. Bu toplumlar her ne kadar ana kültürden izler taşısalar da yerleşim yerine bağlı olarak yeni sosyal katmanlar oluşturmuşlardır. Düzceli bir Apsuva Düzce'den, Panlılı bir Abzeh Panlı'dan vazgeçmez.
Sözün özü ana vatan dahil olmak üzere şu anda dünyanın farklı yerlerinde yerleşik olarak yaşayan Kafkas halklarının tamamı birer alt kültürdür. Herkes birbiriyle aynı değerdedir.
Hepsi mitolojik dönemde ana vatanda yaşanan ana kültürün alt kültürleridir.
Hepimiz kardeşiz ama aynı değiliz.
Benzer şeyleri yaşasak da farklı şeyler algılıyoruz. Bir olgunun Kabardey, Abaza, Hatıkuey, Çeçen bakışı kesinlikle birbirine uymuyor. Alt kültür farklılıkları da burada ortaya çıkıyor.
Son zamanlarda bu konuda toplumun kafasını karıştıran anlamsız yaklaşımlar görmekteyiz.
"Artık koşullar değişti, hepimiz ana vatanla bütünleşmeliyiz."
Bu görüş hiçbir değer taşımamaktadır. İnsan doğasına aykırıdır. Düşünülmesi de söylenmesi de önerilmesi de hiçbir şey ifade etmez.
Bizler ortak kültürel değerlere sahibiz ama aynı değiliz.
Ana vatanla bağlantı kurmak gereklidir, doğaldır ve olmalıdır da.
Ancak "Biz böyle yapıyoruz, onlar şöyle yapıyor, bizimki yanlış, onlarınki doğru, haydi değiştirelim." diye Uzunyayla'da şekillenen alt kültürleri görmezden gelmek bilgisizlikten başka bir şey değildir. Kabardey, Hatıkuey, Abaza, Çeçen, Abzeh, hepsi birbirinden farklıdır. Ne kadar ortak değerimiz olursa olsun bir Abaza'yı Hatıkuey gibi düşündüremezsiniz. Bu toplumların tek ortak noktası "Xabze" dir.
Sanal ortamda herkesle tanışalım. İmkanımız varsa gidip her yeri gezelim, akrabalarımızı bulalım, kardeşlerimizle bütünleşelim ama Uzunyaylalı olduğumuzu da unutmayalım.
Kültürün, eğrisi, doğrusu, yanlışı olmaz.